Altın, tarih boyunca yatırımcıların güvenli limanı olmuştur. Enflasyona karşı korunma aracı, kriz dönemlerinde güvenli varlık ve portföy çeşitlendiricisi olarak öne çıkan altın, günümüzde yatırım fonları aracılığıyla da kolaylıkla değerlendirilebilmektedir. Ancak altın fonlarına yatırım yaparken bazı önemli noktalara dikkat etmek gerekir. Bu yazımızda altın fonu yatırımıyla ilgilenen yatırımcılar için stratejik ipuçlarını ve dikkat edilmesi gereken temel unsurları detaylıca ele alıyoruz.
1. Altın Fonunun Türünü Tanıyın: Fiziki Altın mı, Vadeli İşlemler mi?
Altın fonları farklı yatırım araçları üzerinden altın performansını takip eder. Bazı fonlar doğrudan fiziki altın ya da altına dayalı kıymetli maden sertifikalarına yatırım yaparken, bazıları altın vadeli işlem sözleşmeleri veya altın endeksli finansal enstrümanlara yönelir. Bu fark oldukça kritiktir; çünkü fiziki altına dayalı fonlar, altın fiyatıyla daha paralel hareket ederken, vadeli işlemler üzerinden yönetilen fonlar piyasa dalgalanmalarından daha fazla etkilenebilir.
2. Fonun Kur Riski Var mı? Döviz Cinsi Yatırımlara Dikkat Edin
Bazı altın fonları yatırım stratejisi gereği dolar bazlı kıymetli madenlere yatırım yapar. Bu durumda altının ons fiyatına ek olarak döviz kuru da getirileri etkiler. Eğer fonun içerdiği varlıklar döviz cinsindense, yatırımınızın performansı hem altın fiyatına hem de dolar/TL kuruna bağlı olur. Bu nedenle yatırım yapmadan önce fonun içerdiği enstrümanların para birimini mutlaka kontrol edin ve kur riskini göz önünde bulundurun.
3. Fonun Takip Ettiği Endeks ve Benchmark Analizi
Bir altın fonunun performansını değerlendirmek için hangi endeksi veya fiyatı baz aldığına dikkat etmek gerekir. Genellikle fonlar, gram altın fiyatı, ons altın fiyatı ya da altına dayalı borsa endekslerini takip eder. Bu bilgiyi TEFAS üzerinde “karşılaştırma ölçütü” kısmından inceleyebilirsiniz. Eğer fonun getirisi, takip ettiği benchmark’ın altında kalıyorsa, yönetim stratejisini yeniden sorgulamakta fayda olabilir.
4. Fonun Risk Seviyesi ve Volatilitesi
Altın fiyatları küresel ekonomik ve jeopolitik gelişmelere oldukça duyarlıdır. Bu nedenle altın fonları genellikle orta-yüksek risk seviyesinde yer alır. TEFAS üzerinde fonların risk derecelerini 1’den 7’ye kadar görebilirsiniz. Altın fonları genellikle 4 ile 6 arası risk grubundadır. Fon seçerken volatiliteye dikkat edin; çünkü yüksek volatilite, kısa vadede büyük fiyat dalgalanmalarına neden olabilir.
5. Fonun Getiri Geçmişi ve Performans İstikrarı
Altın fonları dönemsel olarak yüksek getiri sunabilse de asıl önemli olan bu performansın sürdürülebilir olup olmadığıdır. TEFAS’ta fonun son 1 ay, 3 ay, 6 ay ve yıllık getirilerine göz atarak performans trendini izleyebilirsiniz. Bazı fonlar belirli dönemlerde hızlı yükseliş gösterirken diğer zamanlarda düşüş yaşayabilir. Bu nedenle istikrarlı getirisi olan fonları tercih etmek, uzun vadede daha sağlıklı bir yatırım kararı olabilir.
6. Fonun Toplam Gider Oranı (TGO) ve Maliyetler
Yatırım fonlarında yönetim ücretleri ve operasyonel giderler, getiriler üzerinde doğrudan etkili olabilir. Altın fonları da bu açıdan değerlendirilmelidir. TEFAS üzerinden fonun Toplam Gider Oranı (TGO) bilgisine ulaşarak, yatırımınızdan ne kadar kesinti yapılacağını görebilirsiniz. Benzer getiri sunan iki fondan, daha düşük maliyetli olan tercih edilmelidir. Çünkü uzun vadede maliyetler, yatırımın reel getirisini ciddi biçimde etkileyebilir.
7. Portföyünüzdeki Ağırlığını Belirleyin: Ne Kadar Altın Fonuna Yer Vermeli?
Altın fonları portföy çeşitlendirmesi açısından önemli bir enstrümandır, ancak tüm yatırımın altına yönelmesi riskli olabilir. Uzmanlar genellikle yatırım portföylerinin %10-20’sinin altın gibi değerli madenlere ayrılmasını önerir. Altın fonuna yatırım yaparken portföyünüzdeki ağırlığı iyi planlamalı, diğer fon türleriyle denge kurarak riskleri minimize etmelisiniz. Böylece altının sunduğu güvenliği, portföyünüzün geneline yayabilir ve dalgalanmalara karşı daha dirençli hale gelebilirsiniz.