Merkez Bankası Bağımsızlığı Nedir?
Dünyanın her yerinde para basımından, politikaların yürütülmesine kadar birçok işlemi yerine getirmekle yükümlü olan merkez bankaları, 17. yüzyıldan beri para politikalarını yürütmek için oluşturulmuş karar merciileridir. Para ekonomik bir parametre olmasının yanında egemenliğin sembolü olarak değerlendirildiği için merkez bankasının bağımsızlığı bu kuruluşları güvenli kılan en önemli etkiyi oluşturur.
Para politikalarının başarıya ulaşması için güven ortamının oluşturulması gerekmektedir. Ülkelerin fiyat istikrarı konusunda ulaşmayı hedefledikleri yerlere daha hızlı gelebilmesinin önünü açan merkez bankası bağımsızlığı daha hızlı bir şekilde ülkelerin ilerlemesini sağlar. Hükümetlerin ve diğer unsurların merkez bankası üzerindeki etkisini sınırlamayı ifade eden merkez bankası bağımsızlığı para politikalarından egemenliğe birçok konuda önemli bir etkiye sahiptir.
1668 yılında İsviçre’de Riskbank’ın kurulmasıyla ilk merkez bankalarının kuruluşu yönünde bir adım atılmıştır. Merkez bankaları kuruldukları yıllarda yalnızca devletin kasası rolünü üstlenirken, banka sayılarının artması, iktisadi konjonktürün değişmesi, I. ve II. Dünya Savaşları sonrasında istikrarlı bir büyümeye ihtiyaç duyulması, 1970’lerde global çaplı enflasyon oranlarının yükselmesi gibi pek çok nedenden yapılarında ve görev tanımlarında değişiklik yapılmasını kaçınılmaz kılmıştır.
Günümüzde merkez bankası bağımsızlığının fiyat istikrarı sağlamada başarılı olacağı görüşü hakimdir ve merkez bankalarının görev ve yetkinlikleri bu anlayışa göre şekillendirilmiştir.
Merkez Bankası Bağımsızlık Çeşitleri
Para üzerinde imtiyaz sahibi olmak isteyen siyasal iktidarlar, para politikalarına yön veren ve bankaların bankası olarak değerlendirilen merkez bankaları üzerinde kesin bir yetkiye sahip olmak istemişlerdir. Tarihsel süreç içerisinde yaşanan enflasyon ve politik etkenler merkez bankalarının siyasetin önceliklerine göre değil ekonominin gerçeklerine göre hareket etmeleri gerektiğini ve özerk kuruluş olmaları yönünde anlayışı ve merkez bankası bağımsızlığı kavramının ortaya çıkmasını sağlamıştır.
İktisadi literatürdeki değişiklikler 1980’li yıllardan sonra merkez bankası bağımsızlığının sağlanması ve para politikalarının nihai amacının belirlenmesine yönelik çalışmalar yapılmasına katkı sağlamıştır. 1990’lı yıllar içerisinde fiyat istikrarı birçok merkez bankası için ana hedef olarak benimsenmiş ve ilk kez Yeni Zelanda Merkez Bankası tarafından uygulanan enflasyon hedeflemesi rejimini uygulamaya alınmıştır. Bu uygulamaya göre para politikası araçları ilan edilen enflasyon hedeflemesine göre kullanılmaya başlanmıştır.
Merkez bankası bağımsızlığının gerekliliği fiyat istikrarının sağlanması ile doğru orantılı olduğu düşüncesinin temel nedeni siyasi gücün uyguladığı politikaların enflasyona meyilli olmasından kaynaklanmaktadır.
Merkez bankalarının bağımsızlık çeşitleri arasında yer alan:
- Araç Bağımsızlığı: Fonksiyonel bağımsızlık olarak da adlandırılan amaç bağımsızlığı, merkez bankalarının nihai hedeflerine ulaşmak için kullanacağı para politikalarını hükümetlerin veya başka otoritelerin onayına gerek duymadan serbestçe seçilmesi anlamına gelmektedir.
- Amaç Bağımsızlığı: Merkez bankalarının uygulayacağı para politikasına kendisinin karar vermesi anlamına gelir. Siyasi otoriteden uzak durdukları sürece düşük enflasyon sürdürme hedefine ulaşmasını sağlar.
- Kurumsal Bağımsızlık: Merkez bankası yönetim kademelerinin siyasi baskıdan uzak olması anlamına gelir. Merkez bankası üst düzey yöneticilerinin görev sürelerinin, atanma, çalışma ve görevden ayrılma kurallarının siyasi baskıdan uzak bir şekilde yasalarla belirlenmesini içerir.
- Yasal ve Fiili Bağımsızlık: Merkez bankasının yönetim ve yürütme ilgili tüm organlarının siyasi otoriteden bağımsız olarak, serbestçe karar alabilmesi ve hareket edebilmesini sağlamak üzere bankanın yasal yönden düzenlenmesi ilkesidir. Fiili bağımsızlık ise yasal bağımsızlığın uygulanmasının ne ölçüde tamamlandığını gösterir.
Ülkemiz merkez bankası bağımsızlığı dört başlık altında incelenir. Bunlardan amaç bağımsızlığı, TCMB’nin para politikalarını uygularken koyacağı hedefleri belirler. Araç bağımsızlığı bu hedeflere ulaşmak için kullanılacak yöntemlerin serbestliğini ifade eder. Finansal ve kurumsal bağımsızlık ile merkez bankasının karar verme konusundaki özgürlüğü vurgulanır.
Merkez Bankası Bağımsızlık Kriterleri Neleri İçerir?
Merkez bankası bağımsızlığı kriterleri teknik ve akademik olmak üzere dört madde ile anlatır. Merkez bankası bağımsızlığı kriterleri, merkez bankası başkan ve üyelerinin değişim sıklığı ile kurum para politikası kıstasları olarak ifade edilmektedir.
Merkez bankası amaç ve araçlarının belirlenmesi kıstasları ile kamuya açılan kredi sınırları bu bağımsızlık hakkında karar verilen kriterleri oluşturmaktadır. Merkez bankasının hesap verme sorumluluğu ve şeffaflığı merkez bankası bağımsızlığının yansımaları olarak adlandırılmaktadır.
Merkez bankaları yaptıkları işlemler ve aldıkları kararlar hakkında kamuya hesap verebilir olma özelliğine sahip olmalıdırlar. Şeffaflık ilkesi merkez bankalarını tarafından yapılan faaliyetlerin toplum tarafından anlaşılacak şekilde ve ayrıntılı olarak anlatılmasını içermektedir.
Merkez Bankası Bağımsızlığı Neden Önemlidir?
Merkez bankalarının bağımsızlığının ölçülmesi kolay değildir. Bunun nedenleri arasında bağımsızlığı ölçülecek merkez bankaları arasında homojen bir yapının olmaması, araştırma arasında yer alan bir merkez bankasının bağımsızlığının süreklilik göstermemesi, merkez bankalarının yasal statülerinin açıkça düzenlenmemiş olması, merkez bankası personelinin mesleki eğitim ve beceri düzeyi, merkez bankası başkanın kişilik yapısı ve merkez bankalarının mülkiyet yapıları bağımsızlık düzeyi gibi farklı faktörler yer almaktadır.
Bu nedenlerin yanında merkez bankası bağımsızlığı, toplumsal refahı arttırmak için gereklidir. Ülke ekonomisine en önemli katkıyı sağlayan fiyat istikrarının sağlanması ve sürdürülebilir olması ülkelerin refah düzeyini direkt etkileyen konular arasında yer aldığından, yüksek enflasyon toplumsal refahı ters yönde etkileyeceğinden ve sürdürülebilir büyümeyi ve istihdam artışını etkileyeceğinden merkez bankası bağımsızlığı refahın ön koşulu olarak değerlendirilmelidir.
Merkez bankası bağımsızlığın önemi toplum tarafından anlaşıldığında uzun vadeli politikalarla başarıya ulaşmak daha kolay olacaktır. İstikrarı sağlayabilmek, merkez bankası bağımsızlığını arttırabilmek için tüm siyasi parametrelerden uzak, stratejik planlardan oluşan ve bu planları doğru bir şekilde hayata geçirebilen bir kuruluşa ihtiyaç vardır.
Merkez bankaları, olası riskleri durdurmak, alınan tedbirleri uygulamak ve para politikalarını hayata geçirmek için kurulmuşlardır. Merkez bankası bağımsızlığı, enflasyonla mücadele eder, yabancı yatırımcılara güven veren bir ortam oluşmasına katkı sağlar.
Merkez bankası bağımsızlığı, merkez bankasına ve uygulanan politikalara duyulan güvenin artmasına ve beklentilerin olumlu bir şekilde etkilenmesine katkı sağlayarak hedeflenen başarılara ulaşılmasının yolunu açmaktadır.