Özet

Tayfun Özkan
Finans Doktora Programı
Tez Danışmanı: Doç. Dr. Hakkı Öztürk
Mayıs 2021

Türkiye’de tasarruflar ve sermaye birikimi, ekonomiyi büyütmek için yeterli değil. Bu nedenle, ülke, kendisini ekonomik krizlere açık hale getiren yabancı sermayeye ihtiyaç duyuyor. Büyümeyi besleyen bir diğer politika ise küçük tasarrufları fon yönetimi aracılığıyla biraraya getirmek. Bu politika, ancak, fon yönetimi sektörü kabul edilebilir, yani piyasa üzeri getirileri sürdürülebilir bir şekilde sağlarsa işe yarayabilir. Bu ampirik çalışmada, sektörün bu getirileri sağlayıp sağlayamadığı ve getirilerin gerek yatırımcılar, gerekse portföy yöneticileri tarafından nasıl algılandığı inceleniyor.

Hem yatırım, hem de emeklilik fonlarını içeren Türkiye fon yönetimi sektörünün son on yılı (2010-2019) kapsan dahilindeydi –279 yatırım fonu ve 277 emeklilik fonunun getiri performansları incelendi.

İnceleme üç katmanlı yapıldı: (i) Fon sınıfı performansları, (ii) tekil fon performansları ve fon peformansı sürekliliği. Sekiz farklı yatırım fonu sınıfı ve on üç farklı Emeklilik fonu sınıfı tanımlandı. Performanslar; altı farklı riske göre düzeltilmiş tekil endeks modeliyle (Sharpe, Treynor, Bilgi, Jensen’in alfası, Sortino ve Omega oranları) hem risksiz getiri oranı, hem de ilgili fon sınıfına özgü tanımlanan bir karşılaştırma ölçütüne göre, dört farklı zaman aralığında (yıllık, 3 yıllık ve 5 yıllık ardışık ve 10 yıllık), hem fon büyüklüğüne göre ağırlıklandırılmış haftalık getiri oranları, hem de eşit ağırlıklı haftalık getiri oranlarıyla ayrı ayrı ölçüldü. Fon performansları hakkındaki piyasa algısı da 71 portföy yöneticisine ve 138 yatırımcıya yapılan iki ayrı anketle incelendi.

Toplam 21 yatırım ve emeklilik fon sınıfı inceleme sonuçları, genel olarak; (i) (Sharpe ve Treynor oranlarıyla ölçülen) riske göre düzeltilmiş mutlak getirisi sürdürülebilir şekilde başarılı, yani risksiz getiri oranının sürekli üzerinde herhangi bir fon sınıfı bulunmadığını; (ii) (Bilgi ve Jensen’in alfası oranlarıyla ölçülen) riske göre düzeltilmiş göreli getirisi sürdürülebilir şekilde başarılı, yani ilgili getiri ölçütünün sürekli üzerinde herhangi bir fon sınıfı bulunmadığını; (iii) (Sortino oranıyla ölçülen) aşağı yönlü riske göre düzeltilmiş performansı ya da (Omega oranıyla ölçülen) ileri momentler itibariyle sürdürülebilir şekilde başarılı getiri yaratan herhangi bir fon sınıfı bulunmadığını göstermektedir. viii Riske göre düzeltilmiş performansların, uzun dönemde daha iyi olduğuna dair herhangi bir kanıta ulaşılamamıştır. 21 fon sınıfı içerisinde yalnızca bir tanesinde daha uzun dönemlere ilişkin getiriler, yıllık getirilerden daha iyidir: Hisse senedi emeklilik fonları sınıfı.

Birbirleriyle yatırım ve emeklilik fonu olmaları itibariyle karşılaştırılabilecek dört fon sınıfı var: Altın, hisse senetleri, sabit getirili ve para piyasası fon sınıfları. Altın, hisse senetleri ve para piyasası fon sınıfları, benzer riske göre düzeltilmiş performanslar sergilerken, sabit getirili fon sınıfı, esasen yatırım fonlarında özel sektör sabit getirili menkul kıymetlere, emeklilik fonlarından daha yüksek (sırasıyla yüzde 28 ve yüzde 6) yatırım yapılması dolayısıyla farlılık gösteriyor.

Tekil fon performansları inceleme sonuçları, 10 yıllık dönemde, pozitif (Omega oranı itibariyle de 1’den büyük) riske göre düzeltilmiş performans ölçütüne sahip tekil fonlar bulunduğunu göstermektedir. Bu, yatırımcıların, fon sınıfları içerisinde başarılı fonları arayabilecekleri anlamına gelmektedir. Bununla birlikte, performans sürekliliği inceleme sonuçları, küçük bir kısım yatırım fonlarının performans sürekliliği gösterdiğini ortaya koymaktadır. Sonuçlar, emeklilik fonlarında daha da zayıftır.

Anket sonuçları, fon yönetimi sektöründe birtakım gelişme alanlarına işaret etmektedir. İzleyen öneriler, ampirik bulguların, özellikle portföy yöneticilerine yapılan anket sonuçlarının ve yazarın piyasa deneyiminin bir sonucu olarak ortaya konmuştur: (i) Fon büyüklüğü tabanı, özellikle kamu ve özel fon havuzları gibi yeni kurumsal yatırımcıların piyasaya kazandırılmasıyla genişletilmelidir. (ii) Yönetim ücretlerinin düşürülmesiyle getiriler artırılabilir. Herbir fon sınıfı için, TSPB gibi bağımsız bir meslek örgütü tarafından hesaplanan ve raporlanan bir karşılaştırma ölçütü oluşturulması önerilmektedir. Bunun, sektördeki genel performansı yükseltmesi beklenmektedir. (iii) Fon sınıfı karşılaştırma ölçütü, aynı zamanda, tüm fon sınıflarında performans ücreti uygulanmasına da imkân yaratacaktır, ki bu da, fon büyüklüğü tabanındaki genişlemeyle birlikte yönetim ücretleri düşüşünden kaynaklanan gelir kaybını karşılayacaktır. (iv) Portföy yöneticilerinin bireysel performanslarının kaydedilmesiyle ve portföy yöneticilerine ödenecek performans ücretlerine gelir vergisi istisnası getirilmesiyle, performans odaklı bir kültürün güçlenmesi sağlanmalıdır. (v) Yatırım fonlarının, TSPB tarafından mümkün olan her medyada bir finansal ürün olarak tanıtımı yapılmalıdır. (vi) SPK tarafından lisanslanan bir bağımsız finansal danışmanlık mesleğinin yaratılması, yatırım fonlarının kamu geneline nüfuz etmesine yardımcı olacaktır. (vii) TEFAS’ın başarısı, burasının bir alım-satım platformuna dönüştürülmesi gibi ilave işlevsellik ve özelliklerle zenginleştirilmelidir. (viii) Portföy yönetimi sektörünün gelişmesi için genel olarak bankacılığa karşı ve özel olarak da (bankacılık gruplarından) bağımsız portföy yönetimi şirketlerinin banka iştiraklerine karşı pozitif ayrımcılığa tâbi tutulması gerekmektedir. (ix) Emeklilik sistemi yeniden düzenlenmelidir ve emeklilik fonları kavramı, emeklilik planlarıyla değiştirilmelidir. (x) TSPB’nin üyelik ve yönetim organizasyonu, portföy yönetimi şirketlerini bankalardan daha güçlü hale getirmek üzere yeniden yapılandırılmalıdır, ki TSPB, düzenleyici ile piyasa oyuncuları arasında daha iyi bir köprü olabilsin

Türkiye'deki Yatırım Fonları ve Emeklilik Fonlarının Performans Analizi

Gelişmelerden Haberdar Olun!

Kampanyalarımız ve ürünlerimiz hakkında ilk ben haberdar olmak istiyorum diyorsanız.
Lütfen E-Bülten üyeliğimize katılın.