Ekonomik durgunluk veya resesyon belirli dönemlerde her ülkede yaşanan bir durumdur. Resesyon olabilmesi için yaşanması gereken bazı durumlar vardır. Ekonomik şoklar, arz ve talep dengesindeki değişiklikler, artan vergiler, harcamaları kısmak gibi farklı psikolojik ve ekonomik sebepler bu durumları oluşturur. Ekonomik durgunluk döneminden çıkmak için alınan bazı önlemler bu sürecin etkilerini azaltır. Alınan önlemler tüketiciler, işletmeler ve yatırımcılar için finansal stabiliteyi sağlamak açısından önemlidir. Yatırımcılar ve tüketiciler ülke ekonomisi ve genel dünya ekonomisi hakkında para politikalarını yakından takip ederek bilgi sahibi olurlar. Parasal sıkılaştırma politikası, Merkez Bankası para politikaları içerisinde yer alan bir para politikasıdır ve para arzının azaltılması üzerine kuruludur.
Parasal Sıkılaştırma Nedir?
Parasal sıkılaştırma, Merkez Bankası’nın enflasyonu ve ekonomiyi sınırlamak için aldığı önlemleri ifade eden politikadır. Ekonomik politika araçları içerisinde yer alan bu politika daraltıcı para politikası olarak da adlandırılır. Parasal sıkılaştırma politikası, farklı ülkelerde merkez bankaları tarafından farklı şekillerde uygulanır. Yapılan yatırımların doğru olması ve yakın gelecekte ülkenin ekonomisine dair bilgi sahibi olmak açısından bu politika önemlidir. Belirlenen politikanın tüm ekonomik faaliyetleri doğrudan etkileme özelliği vardır.
Para Politikalarını Hangi Kurum Uygular?
Ekonomide para arzı ve fiyat seviyelerini dengelemek için yürütülen uygulamalar para politikaları olarak adlandırılır. Para politikaları enflasyon düzeyini kontrol altında tutmak açısından önemlidir. Para politikalarının belirlenmesinde birden fazla değişken dikkate alınır. Genellikle kısa vadeli hedefler faiz oranları ile belirlenir. Piyasa üzerinde kuvvetli bir etki bırakan ise faiz oranları üzerinde yapılan değişikliklerdir. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası ülkemizde para politikalarını belirleme yetkisini üzerinde bulunduran kurumdur. Varlık fiyatları, ekonomik aktivite düzeyi, genel olarak fiyatlar, döviz kurları ve birçok başka parametreyle para politikalarının doğrudan ilişkisi bulunur. Bu unsurlar Para Politikası Kurulu (PPK) olarak adlandırılan organ tarafından belirlenir. Özel bir strateji ile yürütülen para politikaları önceden belirlenen takvime göre yılda sekiz kez düzenlenir.
Parasal Sıkılaştırma Politikası Nasıl Çalışır?
Para politikaları içerisinde yer alan sıkılaştırma politikasının amacı yüksek olan para arzını düşürmektir. Bu politika da diğer para politikaları gibi Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) tarafından uygulanır. Sıkı para politikası, yüksek enflasyonu düşürmeyi hedefler. Parasal sıkılaştırma politikasının temelini tüketici taleplerini sınırlandırmak ve tasarruf eğilimini arttırmak oluşturur. Bu politika sayesinde arz seviyesinden yüksek olan talep seviyesinin yaratacağı enflasyondan korunmak mümkün hale gelir. Faiz artırımı, birden fazla önlemin uygulanmasının gerekli olduğu parasal sıkılaştırma politikası olarak bilinir. Bu yöntem ile farklı yatırım araçlarına yönelmek isteyen yatırımcılar kararsız kalır. Tasarrufun ön planda olması ve faizlerin yüksek olması yatırımcıların ertelemeler yapmasına neden olur.
Parasal Sıkılaştırma Politikası Ne Zaman Uygulanır?
Sıkılaştırma politikası istihdamı artırmak ve fiyat istikrarı sağlamak için uygulanır. Fiyat istikrarı olabilmesi için uzun vadede enflasyonun %2 olması gerekir. Enflasyonun ortalama %2’nin üzerinde olduğu durumlarda ise sıkılaştırma politikası uygulanır. Enflasyonun beklenenden yüksek olması fiyatların ücretlerden daha hızlı hareket etmesine yol açar. Bu da tüketicinin satın alma gücünü etkiler.
Satın alma gücü, tüketicilerin belirli bir miktar parayla satın aldığı mal ve hizmetlerdir. Enflasyon fiyatları yükseltir, bu da tüketicinin geçmişte aldığı mal ve hizmetleri aynı miktarda almasına engel olur. Enflasyonun daha da yüksek olması bekleniyor ise tüketiciler yüksek fiyat ödememek için daha fazla mal veya hizmet satın alabilir. Mal ve hizmetlere olan talepteki artış, işletmelerin ürün sayısını artırmasına neden olur. Üretimini artıramayan işletmeler fiyatlarını yükseltir. Bunun sonucu olarak fiyatlar daha fazla yükselir ve enflasyonda artış görülür. Bu durumun yaşanmaması için parasal sıkılaştırma politikası uygulanır.
Deflasyon, düşük enflasyon ve fiyatlardaki düşüş anlamına gelir. Gelecekte fiyatların daha düşük olabileceği durumu ifade eder. Böyle bir durumda tüketiciler gelecekte daha ucuza mal veya hizmet alabilecekleri düşünür. Bu da mal ve hizmet satın almayı geciktirir. İşletmeler yeni yatırım projelerini ileri bir zaman diliminde gerçekleştirir. Bu da ekonomik büyümeyi yavaşlatır. Böyle bir durumda genişletici para politikaları uygulanır ve faiz oranları düşürülerek işletmelerin yatırım yapmaları hedeflenir. Ayrıca tüketicilerin daha fazla para harcamaları beklenir.
Parasal Sıkılaştırma Politikasının Hedefleri
Asıl amacı yüksek enflasyonu kontrol altına almak olan sıkılaştırma politikasının bunun dışında hedefleri de vardır. Bu politika, enflasyonun ve para arzının azalmasıyla birlikte ekonomik parametrelerde değişim gözlemlenmesine de neden olur. Sıkılaştırma politikasının hedefleri arasında şunlar yer alır:
- Fiyat istikrarı sağlamak adına enflasyonu kontrol altına almak.
- Gelecekteki fiyatları daha öngörülebilir bir şekilde tahmin etmek ve ekonomik kararların daha tutarlı olmasını sağlamak için düşük ve istikrarlı enflasyon düzeyi oluşturmak.
- Yerel para birimi değerini korumak için kısıtlayıcı para politikası uygulamak.
- Para birimi değerini koruyarak döviz kurlarında istikrar yakalamak.
- Ekonomide yaşanan aşırı dalgalanmalardan korunmak.
- Ekonomik aktivitelerin sürdürülebilir olmasını ve sağlam bir zeminde ilerlemesini sağlamak.
- Finansal risklerin azalmasına olanak sağlamak.
- Finansal istikrar sağlamak.
- İthalat talebini azaltmak.
- Dış ticaret dengesini düzeltmek.
Politika Kapsamında Alınabilecek Önlemler
Politika kapsamında alınan önlemler, politika hedeflerine uygun olarak alınır. Bu hedefler enflasyon seviyesini kontrol altında tutmak, finansal istikrar sağlamak ve ekonomik dengeleri düzenlemek olarak sıralanır. Önlemler tek veya birden fazla önlemin aynı anda alınması şeklinde uygulanır. Alınan önlemlerin uygulanması sıkılaştırma politikasının ekonomik büyümeyi etkilemeyeceğini göstermez. Önlemlerin dikkatli bir şekilde uygulanması gerekir. Önlemler para arzının azalmasını hedefler ve enflasyonu kontrol altında tutmak için bir dizi adımı da bünyesinde barındırır. Politika hedefleri arasında şunlar yer alır:
- Faiz oranlarını artırmak: Borçlanma maliyeti artırabilir. Tüketici harcamaları ve yatırımlar Merkez Bankası'nın faiz artırma kararı sonrası azaltabilir.
- Rezerv zorunluluğunu artırma: Bankalara, Merkez Bankası tarafından koşulan bu şartla asgari rezerv miktarı artırılır. Bu da bankaların mevcut likiditeyi daha az kullanmalarına ve kredi arzının düşürülmesine katkı sağlar.
- Açık piyasa işlemleriyle varlık satışı: Hazine bonosu, tahvil ve hisse senedi gibi varlıkların Merkez Bankası tarafından alım satıma gitmesi para arzının azalmasına katkı sağlar. Bu da piyasada olan para miktarını azaltır ve faiz oranlarını artırır.
- Döviz piyasasına müdahale: Yerel para biriminin değerini korumak için yapılır. Böylece ithalatın maliyeti artar ve iç talep azalır.
- Makro ihtiyati önlemler: Bankaların kredi verme standartlarının değişmesidir. Ekonomik aktivite düzeyi, sıkılaştırma ya da finansal risklerin azalmasına yönelik düzenlemelerle azaltılır.
- Bankalar ve finansal kredi kurumlarına kredi kısıtlaması: Merkez Bankası doğrudan düzenleme ve sınır getirme yetkisine sahiptir.
- Lüks tüketim mallarına dair özel vergiler. Ek vergi getirilmesi gibi önlemler lüks tüketimin azalmasına neden olabilir.